Bir gönül eğitimcisi ,arayış içindeki ruhlara
şifa olan Mevlana;insanlara sevgiyi, aşkı anlatırken ,örnek insan olmayı da öğretir.
Güzel ahlak sahibi ve gönül alemi zengin fertlerden oluşan toplumun mutlu ve
huzurlu olacağı ; eğitimle kötü huylardan arınmanın ,yüksek ahlaki değerler
kazanmanın mümkün olduğu düşüncesindedir. "Din, nasihattir." Ve "İslam,
güzel ahlak dinidir." hadislerinden yola çıkarak eserlerini birer öğütler
manzumesi şeklinde insanlığın hizmetine sunmuştur.Mesnevi'de farklı konulara
örnek olarak anlattığı her hikayeden ahlaki öğütler çıkarmak mümkündür. Güzel
huyların insana kazandıracağı değeri, diğer yandan kötü huyların da insandan
alıp götürdüklerini hemen her fırsatta dile getirir. Ancak ahlaki güzelliğin, ya
da onun diliyle edebin gösterişte kalmaması,gönülde yerleşmesi şarttır.
Bunun için hırs,
kıskançlık , kibir, yalan, iki yüzlülük, gıybet gibi kötü huylar terk
edilmelidir.
Zira hırs insanın temiz bir göz, akıl ve kulak edinmesine
manidir; kalbi körleştirir.
Kıskançlık; bütün
kusurların mayası, en kötü huydur.
Gıybet, insan eti
yemeğe benzer, başkalarının arkasından dedikodu yapanların ağız kokusunu Cenab-ı
Hak'tan gizlemek imkansızdır.
Kibir, daha
önceden melek olan şeytanın lanetlenmesine sebep olmuş, ebediyen aftan
mahrum kalmıştır.
Mal düşkünlüğü,
insanın boğazına takılan bir çöp gibidir. Dünya sevgisi ve mal hırsıyla dolu olanların
boğazındaki bu çöp ebedi saadetin kaynağı olan ab-ı hayatı içmeye engeldir.
Bir toplumda rüşvet yaygın hale gelirse, adalet
mekanizması felç olur, zalimle mazlum
birbirinden
ayrılamaz.
İsraf kötüdür, en büyük israf ise insanın zamanını
kötü harcamasıdır.
İnsan öncelikle kendi kusurlarını
düzeltmeye çalışmalı, başkalarının ayıbını görmemelidir.
Başkasında kusur arayanlar, kınadıkları hale
mutlaka kendileri de düşerler.
Yalancıların yeminine inanılmaz, doğruların ise
yemine ihtiyacı yoktur.
Çünkü yalan gönüllerde şüphe doğurur, doğru söz
ise kalbe huzur verir.
Zalim insan zulmünün cezasını görecektir.
Yoksulun gönlünü zulümle kebap eden, aslında
kendi budunu kızartıp yemektedir.
Mevlana; alçak gönüllülük, cömertlik,
sabırlı olmak, sözünde durmak, sır saklamak gibi
huyları
metheder. Alçak gönüllülük, insanı yücelten bir değerdir.Meyveli ağacın dalları
yere eğilir, meyvesi yoksa dalları havaya uzanır. Ağaçtaki meyveler arttıkça
dalların yere değmemesi için direklerle desteklerler. Tevazu konusunda, iki
alemin meyvelerinin toplandığı Hazreti Peygamber;eşsiz bir örnektir. Cömertler,
özellikle fakir ve muhtaçlara
yardımda
bulunanlar cennet selvisinin dalını tutarlar, verdikleri çoğalarak kendilerine
döner.
Sözünde
durmak, insanın vefası için bir ölçüdür. Ancak sözüne vefalı insanlar övgüye
layıktır. Kızdığı zaman öfkesine hakim olan , Cenab-ı Hakk'ın
hışmından korunur.
Sabır,
ferahlığın anahtarıdır. Sabırla her güçlük ortadan kalkar. Mevlana; sonunda
pişman olmamak için her zaman ihtiyatlı olmak, başkalarının halinden ibret
almak, aceleci olmamak, az yemek, az uyumak ve az konuşmak gibi konuların
önemini de dile getirir. Bu meziyetler hiçbir zaman sözde kalmamalı,
yaşanmalıdır. Zira ameli olmayanın hikmetli sözü iğreti bir elbise gibidir.
"Hakk'ın bize edeb ihsan
etmesini isteyelim.
Zira terbiyeden noksan olan ,
O' nun lutfuna
layık değildir.”
Edebsizin
kötülüğü yalnız kendisine değildir. Belki bütün dünyaya karışıklık, ateş
verir"
sözleriyle
Mevlana' nın bu konuda önemli bir ikazı vardır. İnsan edebsizlerin kötülüğünden
korunmak için, öncelikle dostlarını seçerken dikkatli olmalıdır: "Samed
olan Cenab-ı Hakk'ın zatının hakkı için kötü dost yılandan beterdir. Zira kötü
yılan, insanın sadece canını alır. Kötü
arkadaş
ise , cehennem ateşine rehberlik eder. Kötülerle arkadaşlık eden , onlarla
düşüp
kalkan;
şüphesiz onların kötü huylarıyla huylanır. Kötü arkadaş, sana gölge salınca o mayasız
olduğu için , bil ki senin de yolunu keser, mayanı çalar." Neticede
Mevlana güzel ahlak sahibi olmak için iyi dostlar edinmeyi tavsiye ederken;insanları
daima iyiliğe davet eder:
"Yürü,
iyilik et ; zaman iyiliği tanır.İyilerin iyiliğini unutmaz o..
Herkesin
malı kaldı, senin de kalacak;
Şu halde mal yerine iyiliğin kalması daha iyi..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder