Allah’tan
edebe muvaffak olmayı dileyelim. Edebi olmayan kimse Hakk’ın lütfundan
mahrumdur.
Edebi
olmayan yalnız kendine kötülük etmiş olmaz. Belki bütün dünyayı ateşe vermiş
olur.
Kederden,
karanlıklardan (başına) her ne gelirse (bil ki) küstahlık ve pervâsızlıktandır.
Bu felek,
edebinden dolayı nûra gark olmuştur; melekler de edepleri sebebiyle pâk ve
masum olmuşlardır.
Güneşin
tutulması, küstahlığı yüzündendir. Bir melek olan Şeytan da yine küstahlık
yüzünden kapıdan sürülmüştür.
Şeytan,
(Allah’a) “beni sen azdırdın” dedi; o alçak ifrit, kendi yaptığını gizledi.
Adem (a.s.)
ise “nefsimize zulmettik” dedi; o bizim gibi Hakk’ın fiilinden gafil değildi;
Günah
işlediği halde edebe riayet ederek (suçu) Allah’a isnat etmedi, Allah’ın halkettiğini
gizledi. O suçu kendine atfettiğinden ihsana nâil oldu.
Hz. Adem,
tövbe ettikten sonra Allah, “Ey Âdem! O suçu o mihnetleri, sende ben yaratmadım
mı?
O benim
takdirim, benim kazam değil miydi; özür getirirken niye onu gizledin?” dedi.
Adem (a.s.)
“Korktum, edebi terk edemedim” deyince Allah, “İşte ben de onun için seni
kayırdım” dedi.
Edebden,
terbiyeden kaçanlar, erliğin yüz suyunu da dökerler, erlerin yüz suyunu da.
Ey Müslüman,
edep nedir diye arar sorarsan bil ki; edep, ancak her edepsizin edepsizliğine
sabır ve tahammül etmektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder