17 Aralık 2013 Salı

ŞEMS-İ TEBRİZİ SÖZLERİ




Hiç gereği yokken hayatına girer insanlar.
Hiç gereği yokken karşına çıkarlar.
Hiç gereği yokken gününü haftanı ayını belkide yıllarını alırlar.
Hiç gereği yokken gece-gündüz aklından geçen her düşünceye bulaşırlar.
Hiç gereği yokken seni istemediğin kadar mutlu ederler.
Sonra hiç gereği yokken hayatından çıkıp giderler.
Anladım ki meğer gerçek dost aşk Mevlâ imiş.
Ne beni unuttu ne de bıraktı.

"İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama!.."

"Elalem şarap içer sarhoş olur, biz 'Aşk' ehliyiz! İçmeden sarhoş olmuşuz..."

"Derdini sade anlatan adam dertlidir. Güzel anlatan edebiyatçı, haliyle anlatan aşık, tebessümüyle örten âriftir!"

"Senin baktığına herkes bakar; ama senin onda görebildiğini herkes göremez."

"Olduğu 'kadar' olmadığı 'kader'."


"Herkesi kendine eşit gör, her kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmekte korkaklıktır."

"Kadın, bilmeyene 'Nefs', bilene 'Nefes'tir…"

Bir gül kadar güzel ol; ama dikeni kadar zalim olma. Birine öyle bir söz söyle ki ya yaşat ya da öldür; Ama asla yaralı bırakma!

"Söylediğim şeylerin hepsinden vazgeçtim, pişman oldum.. Çünkü sözde mâna, mânada söz kalmadı."

"Gelişim davetsizdi, gidişim de elvedâsız olsun istedim."

"Senin baktığına herkes bakar; ama senin onda görebildiğini herkes göremez."


Ey insan!
Kaf dağı kadar yüksekte olsanda; kefene sığacak kadar küçüksün.
Unutma! Herşeyin bir hesabı var;
Üzdüğün kadar üzülürsün.


"Başkalarına baktığın gözle, Leylâ'yı nasıl görebilirsin? Onu göz yaşlarınla tertemiz yıkamadıkça!"

"Kainattaki her zerrede Allah’ın sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O (c.c) camide, mescitte, kilisede, havrada değil, her an her yerdedir. Allah’ı görüp yaşayan olmadığı gibi, O’nu görüp ölen de yoktur. Kim O’nu bulursa, sonsuza dek O’nda kalır."

"Ey aşk! Seni senelerce yaban ellerde, hoyrat dillerde aradım. Oysa bende imişsin bilememişim. Oyalanmışım, kalakalmışım."

"Şu dünya bir dağ gibidir. Ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir. Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır. Şer çıkarsa, sana gerisin geri şer yankılanır."

"Aşık odur ki, Allah'tan aldığı aşk emanetini Allah'a verir. Aşk mezhebinde her şey yüce Aşk'a kurbandır."
http://www.semsitebrizi.net/2013/06/sems-i-tebrizi-sozleri.html

 

MESNEVİDE SABIR


      Nefsin ayartıcılığına kanmamak için onu eğitirken sabırlı olmak oldukça önemlidir.

Mevlânâ, “Bu yolda sabır lâzım, çekilecek mihnetlere tahammül gerek.”demektedir. Zira sabır devâdır,genişliğin anahtarıdır ve kişiyi maksadına çabuk ulaştıran bir erdemdir.“Her zahmette, her meşakkatte kızar, kinlenirsen cilâlanmadan nasıl ayna olacaksın?”beytiyle Mevlânâ, doğruya, iyiye ve güzele yönelip onda karar kılmak ve olgunlaşmak için sabır göstermek gerektiğini vurgulamaktadır.

    “Feraset sahiplerinin iştahları sabradır, onlar sabretmek isterler” sözüyle Mevlânâ, nefsin aceleci ve geçici taleplerine aldırmadan, ileriyi görmeye çalışanların sabırlı olduklarını ve kısa vadeli olmasa bile uzun vadede onların kazançlı çıkacaklarını belirtmektedir. Nefsin isteklerine uymayarak anlayışlı, hoşgörülü ve yumuşak başlı olmak (ki bunların temelinde sabır yatmaktadır), insanı anlayışsız, katı ve dik başlı olmaktan daha çok başarıya ulaştırır.

      İlim kılıcı, demir kılıçtan daha keskin, hatta yüzlerce ordudan daha galip, daha üstündür.Maksada sabırla erişilir, aceleyle değil. Sabret, doğrusunu Allah daha iyi bilir. Nefsin baskısından kurtularak “Sabreden göklerin üstüne yükselir” sözüyle Mevlânâ, sabredenin kazançlı çıkacağını ve yüceliklere ulaşacağını, bunun aksine,nefsine uyanın ise aşağıların aşağısına düşeceğini anlatmak ister.

GÜNÜN AYETİ VE HADİSİ

"İyi bilin ki, Allah’ın veli kulları için hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklar.
Onlar iman edip takvâya ermiş olanlardır.
Dünya hayatında da ahirette de onlar için müjdeler vardır.
Allah’ın verdiği sözlerde aslâ değişme yoktur.
Bu en büyük saâdetin tâ kendisidir.
Resulüm! Onların sözleri seni üzmesin. Çünkü bütün izzet yalnız Allah’ındır. O işitendir, bilendir."

Yunus Surasi: 62-63-64-65
 
“ Allah Teâla hazretleri şöyle ferman buyurdu: “Kim benim velî kuluma düşmanlık ederse ben de ona harp ilan ederim. Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım (aynî veya kifâyî) şeyleri eda etmesidir. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder, sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi artık ben onun işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli olur, onu yolumca yürütürüm. Benden birşey isteyince onu veririm, benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır, korurum.”
Hz. Muhammed (s.a.v.)

MEVLANA SÖZLERİ-2