26 Aralık 2013 Perşembe

MESNEVİDE GÜNAH VE TÖVBE


İçteki kiri su değil, ancak gözyaşı temizler.

Affın tezâhürü gözlerdeki şebnemlerdir.

Allah korkusuyla dökülen sıcak gözyaşı, ruhu temizlemekte iksir gibidir. Mânevî bir arınma için ondan daha müessir başka bir vâsıta yoktur. Zira samîmî bir gözyaşı damlası, her zaman rahmet-i ilâhiyyeyi tuğyân ettiren en kuvvetli bir müessirdir. Bu hususta Peygamber Efendimiz buyurmuşlardır k:

“Allâh korkusuyla gözyaşı döken kişi, sağılmış süt memeye dönmedikçe cehenneme girmez.” (Tirmizî, Zühd, 9)

Mevlânâ Hazretleri, gözyaşını şöyle tasvir eder:

“Mum, ağlayıp gözyaşı dökünce daha da aydın bir hâl alır. Ağaç dalı da, ağlayan bulutun bereketi ve güneşin harâretiyle yeşerir, tazelenir. Yâni bir meyvenin yetişmesi için harâret ve su gerekir.”

“Tıpkı bunlar gibi, tevbelerin kabulü için de bulut ve şimşek, yâni gözyaşı ve gönül yanışı ister.”

“Şâyet gönül şimşeği çakmaz da göz bulutu yağmur yağdırmazsa, nefsin öfke ateşi ve günah alevleri nasıl söner? Vuslatın feyzi, yâni ilâhî tecellî nûrunun parlaklığı gönülde nasıl belirir? Mânâ menbâları nasıl coşup akar? Yağmurlar yağmasa gül bahçesi, yeşilliğe nasıl sır söyleyecek? Menekşe yaseminle nasıl ahidleşecek?”

“Tabiatı bırak da hıçkıra hıçkıra ağlasın. Bu topraklar, sudan ayrılınca çoraklaşır. Irmaklardan, derelerden ayrı kalan, uzak düşen sular da sararır, kokar, bulanır, kapkara olur.”

“Cennet gibi yemyeşil olan bağlar, bahçeler sulardan ayrı düşünce, sararır, solar, yaprakları kurur, dökülür, bir hastalık yurdu olur. (İnsan da böyledir…)”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder